-
1 ses kesici
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > ses kesici
-
2 ses
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > ses
-
3 alet
инструмент, прибор, приспособление, орудие- arazi ölçme aletleri
- ayar aleti
- çizim aletleri
- çok ufak hararetleri ölçebilen elektrikli alet
- direkt okumalı alet
- duvarcı aletleri
- el aleti
- elektrik alet
- elektrik ölçme aleti
- elektronik alet
- faz ölçme aleti
- gazlı yangın söndürme aleti
- gerilme ölçme aleti
- güneş ışınlarının kuvvetini ölçme aleti
- gürültü ölçme aleti
- hasas alet
- hava ölçme aleti
- ısıtma aleti
- iş aleti
- işaret aleti
- jeodezi aletleri
- kalem tıraş aleti
- kalibrasyon aleti
- kesici alet
- kontrol aleti
- köpüklü yangın söndürme aleti
- mesafe ölçme aleti
- nirengi aleti
- nivelman aleti
- nümune alma aleti
- ölçü aleti
- püskürtme aleti
- resim aletleri
- rutubet ölçme aleti
- sertlik ölçme aleti
- ses şiddetini ölçme aleti
- seyrüsefer aleti
- sıvı hacmi ölçme aleti
- su geçirgenlik ölçme aleti
- tesfiye aleti
- titreşim ölçme aleti
- topografya aletleri
- toz ölçme aleti
- tozlu yangın söndürme aleti
- uzaktan kumanda aletleri
- yangın söndürme aletiİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > alet
См. также в других словарях:
vurmak — e, ur 1) Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak Masaya vurmak. Birinin başına vurmak. 2) i Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
keskin — sf. 1) Çok kesici, iyi kesen Sonunda keskin bir taşı testere gibi kullanarak ipi incelte incelte kopardı. H. R. Gürpınar 2) mec. Tiz (ses) Bir kadın sesiydi bu. İnce ve keskin, dikkati hemen kapan ve bırakmayan bir ses. P. Safa 3) mec. Kırıcı,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
diş — is. 1) Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri 2) Çark, testere, tarak vb. çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri Çarkın dişleri tebessüm eder gibi tatlı bir ses çıkardı. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluk — 1. is., ğu 1) Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı. R. N. Güntekin 2) Ciğerlere hava alıp verme 3) mec. Tarz Gençler dergimize yeni bir soluk getirdiler.… … Çağatay Osmanlı Sözlük